Aya ilk ayak basan insan, aydaki ilk adımını attığında, “Bu; bir insan için küçük, ama insanlık için büyük bir adım.” demişti. Seneler ve seneler boyu insanlar, insanlık için büyük adımlar uğruna gerçirdiler hayatlarını. Büyük olayları izlediler, büyük düşündüler, dünyayı kurtarmayı denediler. Bu uğurda kendilerini unuttular. Eşlerini, çocuklarını, annelerini, babalarını, karıncaları ve mink çiçekleri, gündoğumunu ve günbatımını, hayatı ve anlamını, ölümü ve ötesini, nasıl yaratıldıklarını ve yaratıcılarını unuttular. DOST FM, insanlık için böylesi büyük adımlara talip olmadan yayına başladı. Küçük şeylere dikkat çeken; gerçekte, bizi en büyük buluşmaya hazırlayan, küçük buluşmaların zeminini oluşturan programlar yayınladı ve yayınlıyor. İnsanlık için büyük adımlar atmadı, atamadı, atmayı da düşünmedi. İzleyicilerini daima insanlık için küçük, ama bir insan için büyük adımlara çağırdı: Kendini ve Rabbi’ni tanımaya… Hiçbir TV haberine ve gazete manşetine taşınmayacak kadar küçük ama bir insanın dünyasını ve ahiretini aydınlatacak kadar büyük tanışma ve buluşmalara çağırdı… Ve bu çağrısını yeni yayınlarıyla da sürdürecek…
Aya ilk ayak basan insan, aydaki ilk adımını attığında, “Bu; bir insan için küçük, ama insanlık için büyük bir adım.” demişti. Seneler ve seneler boyu insanlar, insanlık için büyük adımlar uğruna gerçirdiler hayatlarını. Büyük olayları izlediler, büyük düşündüler, dünyayı kurtarmayı denediler. Bu uğurda kendilerini unuttular. Eşlerini, çocuklarını, annelerini, babalarını, karıncaları ve mink çiçekleri, gündoğumunu ve günbatımını, hayatı ve anlamını, ölümü ve ötesini, nasıl yaratıldıklarını ve yaratıcılarını unuttular. DOST FM, insanlık için böylesi büyük adımlara talip olmadan yayına başladı. Küçük şeylere dikkat çeken; gerçekte, bizi en büyük buluşmaya hazırlayan, küçük buluşmaların zeminini oluşturan programlar yayınladı ve yayınlıyor. İnsanlık için büyük adımlar atmadı, atamadı, atmayı da düşünmedi. İzleyicilerini daima insanlık için küçük, ama bir insan için büyük adımlara çağırdı: Kendini ve Rabbi’ni tanımaya… Hiçbir TV haberine ve gazete manşetine taşınmayacak kadar küçük ama bir insanın dünyasını ve ahiretini aydınlatacak kadar büyük tanışma ve buluşmalara çağırdı… Ve bu çağrısını yeni yayınlarıyla da sürdürecek…
Evde radyonuzun kulağını hafifçe çevirdiğinizde size en nadide kitaplardan göz nuruyla süzülmüş sözleri letafetle okuyan bir dost… Yolda giderken, trafikten bunalmışken, tekdüze müziklerin sığ tesellilerinden yüz çevirmişken, şehrin duvarlarını delip geçen yüreğinizi sıcacık sarıp sarmalayan bir hitap çiçeği… Radyo dinlemek ne televizyon seyretmeye benziyor ne de kitap okumaya. Seyretmek kadar tüketici değil, okumak kadar yorucu değil. Okumalardan süzülmüş, hayat tecrübesiyle kristalleşmiş güzellikleri bir insan sesinin aynasında sıcağı sıcağına duymak bambaşka bir güzelliktir. Klişe söylemlerden uzak, ağır entelektüel kalıpların dışında, ilk dinleyene biraz da acemilik kokan bir heyecanla şehirde bir dost sesi olarak var oldu Dost FM. Dinleyicileri ile “dinleyici” olma ötesinde derin bağlar kurdu. Bazen bir ağabey sıcaklığıyla yol gösterdi. Bazen bir anne şefkatiyle seçenekler sundu. Ne olursa olsun, hakikatin ve şefkatin sesi olma kararlılığında oldu. Her şeye rağmen bir şehrin kalbi olduğunu hatırlatarak özgün sesini ve içten sözünü kararlı bir nehir gibi akıtmayı sürdürdü. Dost FM, aktüel ve popüler olanın değil; gerçeğin, iyiliğin ve güzelin peşinde oldu. Bu sebeple kavgacı değil, öğrenmeye ve paylaşmaya dayalı bir dil kullanan Dost FM, kötüyü tartışma konusu bile etmeden sadece iyi olanı anlattı.